top of page

İletişim Yeteneğimize Noldu?

İletişimin özellikle hayvanlar için, tür içi ve türler arası bir zorunluluk olduğu aşikar. İletişim yönünün ve yönteminin tıpkı canlının birçok diğer özelliği gibi adapte olabilir olması da öyle. Demek istediğim şu, insanlığın iletişim yeteneği değişiyor. Ben bugün bu değişimi biraz sosyal bir açıdan inceleyeceğim. Çünkü, "good communication is the new sexy.".


İletişimin değişimi ve olumsuz grafiğini konuşmadan önce çok daha basit bir şey var. Az iletişim kuruyoruz bir kere!


Bu noktada aklıma ilk şu sorular geldi:

-Ortalama bir insan günde kaç kelime konuşur?

-Yıllar içinde insanların kelime kapasitesi azaldı mı?

-Kullanılan kelime sayısının ana dilinizle bir ilgisi var mı?



Öncelikle Türk birinin günde 400 kelimeyle iletişim kurduğunu söyleyen bir haber okudum. Ne düzgün bir açıklama ne de kaynakça bulunmadığından bunu argüman olarak kullanmayacağız bile. Ardından University of Michigan’dan bir dilbilim profesörünün ikinci soruya şöyle bir yanıt verdiğini gördüm: HAYIR! Hayır, insanların günlük olarak kullandığı kelime sayısı zaman içinde azalmadı. Ardından da şunu ekliyor, "Olsa olsa kelime sayısı ve onları çarpıtmanın yolları artmıştır.". Ve tüm bu kelime sayısı işinin konuştuğunuz dille alakası var mıdır? Büyük ihtimalle. Sonuçta dillerin basitliği, kapsayıcılığı, ne kadar az kelimeyle ne kadar çok şeyi ifade edebileceği değişiyor. Belirtmem gerek bu üç soru için de öyle onlarca makale okumadım, arasak buluruz diye düşünüyorum. Ama dediğim gibi niyetim bu işin bilimsel kısmını incelemek değil.


Daha az kelime kullandığımıza dair net bilimsel veriler yoksa o zaman nasıl daha az iletişim kuruyoruz, peki?  Yani, bence bunun zaten nice verilerle alakası yok. Biraz naif gelecek belki ama, bence artık iletişim kurmaya o kadar niyetimiz yok. Hevesimiz yok. Mesela bazen birinin yanlış anlaşıldığını ve bunun üzerine yargılandığını görüyorum. Ama bazen o kişi kendini hiç açıklamıyor bile! Bazen kavga etmek yerine iletişimden uzaklaşan çifler görüyorum. Ya da ne bileyim, siz de son zamanlarda normale göre daha fazla “görüldü yediğinizi” düşünüyor musunuz? Sanal bir mesajlaşmada bile, insanlar kendilerini ifade etmeye bu kadar isteksizse sosyal hayatımızda bize ne oluyor?


Ben bu soruyu ciddi ciddi oturup düşündüm. Ve inanır mısınız iletişimin her problemin temeli olması ihtimaline baya yakınım şuan. Popüler sorunları ele alalım; toxic ilişkiler, öz güven problemleri, kıskançlıklar, yalnızlık, sosyal medyanın kötü yanları, vs.


Öz güven bir iletişim eksikliği olabilir mi? Kendinle iletişiminde meydana gelen kopukluk… Ya da belki yanlış iletişimdir, başkalarıyla ve dünyayla kurduğun. Kendimize karşı kullandığımız dilin anlayışlı veya küçümser oluşu, insanlara yönelttiğimiz eleştirel cümleler, kendimizi yeterince tanımamak öz güvensizliğin başlıca sebeplerindendi. Kısacası iletişim başlıca sebeplerdendi.


Veya sosyal medya. Onun hakkında canımızı sıkan şeylerden sadece birisi toxic linç kültürünün büyümesi değil mi mesela? İnsanların yorum yapmayı, eleştirmeyi ve hatta “sevmemeyi” doğru düzgün becerememesi…


Yalnızlık birçok şey olabilir. Yalnızlık bir seçim olabilir, geçici bir durum olabilir. Yalnızlık insanların çoğuyla pek iyi anlaşamamanızın bir sonucu da olabilir. Ama her şeyden öte yalnızlık bir iletişim problemidir. Basitçe şunu kabul etmeliyiz belki de: Yalnız olmak sıkıntı değil, yalnız "hissetmek" zor. Bence bunu hepimiz arada bir yaşarız. Aslında yanımızda ailemiz, belki sevgilimiz ve birkaç sayılı dostumuz vardır. Ama biz yine de yalnız hissederiz. Bazen bunun sebebi, birçok kişiye sahip olmanızın yanı sıra bir başkasının, spesifik birinin eksikliğinden muzdarip olmanız olabilir. Bazen de sadece herkes vardır, ama kimse yok gibidir. Belki arayıp sormuyorlardır, belki size anlamıyorlardır, belki anlatasınız gelmiyordur. Ama kesinlikle ve kesinlikle iletişimde bir sıkıntı vardır.


Biliyor musunuz, bir seçim olan yalnızlığı da iletişime bağlıyorum. Düşünsenize birileriyle buluşuyoruz, belki “first date”imiz oluyor, yani ilk defa birbirmizi daha yakından tanımak için bir şansımız var. Ve en doğru ve doğal şeyi yapıp karşımızdakine kendisi hakkında konuşma hakkı tanıyoruz. İlk buluşmaların olayı bu zaten! Ben zannederdim ki insanın da olayı bu. Ancak yanılmışım. Yahu bırakın bir filmi, sanat eserini, felsefi bi düşünceyi; insanlar “kendileri” hakkında bile yeterince konuşamaz olmuşlar. Artık iyi iletişim kurma yeteneği benim için bir kriter. Malum; kendini analiz edip bu analizin sonuçlarını başkalarıyla paylaşabilen, birinin gerçekten karakterini tanımaya yönelik kritik sorular sorabilen, sorulan soruları da gerçekten düşünerek cevaplayabilen çok kişi kalmamış. Ve evet, sanırım bize “çekici” gelmesi gereken şey artık bu.


Toxic ilişkilerin temel problemlerinden birinin iletişimsizlik veya yanlış iletişim olduğunu ilk düşünen ben değilim tabi. Sanırım bu gayet görünür bir şey. Ama asıl soru şu belki de: Bir ilişkide sadece iletişim şeklimizi düzeltsek her şey çözülür mü? Zor soru evet.


Birbirini yeterince seven ve sayan bir çiftten bahsediyorsak biliyor musunuz, belki de çözer. İnanması zor biliyorum ama bir düşünün. Birbirini seven ve birbirine saygı duyan iki bireyden bahsediyoruz. Ortada birinin hoşuna gitmeyen bir şey varsa diğeri o şeyi yapmaya devam eder mi hiç? Sanmıyorum ama tabi neyin sorun olduğu anlaşılıyorsa. Anlamak burdaki anahtar kelime. Bence bu örnekteki çiftin sorunu bu zaten. Anlamamak. Sana normal gelenin onun canını neden bu kadar sıktığını anlamamak. Senin için küçük bir detayı unuttuğunda onun neden bu kadar kırıldığını görememek. Hep abarttığımızın söylenmesi. Bu yüzden diyorum ki öyle bir empati seviyesine ulaşsaydık, iletişimi düzeltmenin bir yolunu bulsaydık… Sadece “eğer” olsaydı...


Ama işin bir de realitesi var. Zaten en toxic ilişkilerin çoğu birbirini yeterince sevip sayan çiftler değil. Çoğunda saygı eksik, bazılarında sevgi. Bu noktada da şunu anlıyorum: İletişim sihirli bir değnek değil ancak iletişim yine de bir değnektir! Atalarımız onunla bir medeniyet inşaa ettiler. Belki mucizeler yaratamayız ama sanırım bir şeyler inşaa edebiliriz!

Comments


bottom of page