top of page

PYTHAGORAS VE HERAKLEİTOS

PYTHAGORAS


Bildiğiniz adıyla ünlü matematikçi Pisagor hiç beklemeyeceğiniz bir şekilde bir tarikat lideriydi. Evrenin arkhesini sayılar olarak görüp; her şeyde bir düzen, ölçü ve oran olduğunu düşünüyordu. Bütün gerçekliğin temelinde matematiksel ilişkiler olduğu görüşündeydi. Bu sayısal uyuma da harmoni diyordu. Evren sayısal bir düzenden oluşuyorsa matematikle onu öğrenebilir, her şeyi ölçebiliriz değil mi? Tam olarak böyle diyordu işte.


Her şey sayıdır doktrini, haklı olarak ontolojik olarak tanımlanabilecek bir açıdan da önemli gelişmelere yol açar ve MÖ. 5. yüzyılın tamamı boyunca bu okulda, kesin bir şekilde şu veya bu Pythagorasçıya atfedilemeyecek çeşitli ortak modeller ortaya çıkar. Presokratiklere dair bilgilerimizin çok çok büyük bir kısmını borçlu olduğumuz Aristoteles nesnelerin sayıları taklit ettiğini öne sürer. Tek ve çift sayıların unsurları snıra ve sınırsızlığa tekabül ettiği için nesnelerin de unsurlarıdır. Bununla birlikte, Pythagorasçılar; duyumsal şeylerle düşünceler arasında bir taklit ilişkisi olduğunu öne süren Platon'un bile öncüsü sayılırlar.


Okulunda etkisi o kadar büyüktü ki adeta bir tarikat lideriydi. Öğrencileri ona öylesine bağlıydı ki neleri yiyip neleri yememeleri gerektiğine, nasıl giyinileceğine kadar her şeyi kapsayan tuhaf kurallarına bile uyarlardı.


Pisagorculara göre ruh ölümsüz ve devinimdedir dolayısıyla ruh göçüne inanırlardı. Kolophonlu Ksenophenes Pythagorası, insan ruhunun farklı hayat formlarına göç edebileceği düşünceyisle dayak yiyen bir hayvanı tasvir ederken bulur. Bu muhtemelen ruhgöçü inanışının Magna Greciadaki varlığına dair en eski tanıklıktır.


Pisagorun MÖ 450 civarında Metapontion'a kaçıp orada ölmesinden sonra şiddetli bir isyan Magna Grecia'daki bütün Pythagorasçı merkezlerin yıkılmasıyla sonuçlanır. Pythagorasçılar faaliyetlerine tamamıyla son vermezler, ama çoğu Yunanistan'a kaçar.


HERAKLEİTOS


Milet Okulundan sonra gelen Efes okulunun kurucusu ve bu kadar anılan tek ismi herakleitos. Herakleitos ise buna "ateş"le cevap veriyor. Thalesle su, Anaximenes ile hava ve şimdi de ateş. Tüm evren ateşten var olmuştur ve ateşe dönecektir der Herakleitos.


Belki de en çok, kimsenin aynı ırmağa iki kez giremeyeceği şeklindeki düşüncesiyle ünlüdür. Ancak fragman tam olarak böyle değildir. Aslı şöyledir:

"Aynı ırmaklara girenlerin üzerinden farklı sular akar, ruhlar nemli olandan buharlaşırlar."

Burada asıl mesaj, hiçbir şeyin kendisiyle sürekli olarak özdeş kalamamasıdır.


Herakleitos doğanın aralıksız ve daimi olarak dönüşüme tabi olduğunu, içerdiği zıt unsurların birbirlerine dönüştüklerini savunur. Onun bu düşüncelerinin geleneksel yorumunun temelini teşkil eden "Panta Rhei" ilkesinin en iyi bilinen imgeleri akan nehir ve yanan ateştir. Her şey akar. Her şey karşıtıyla vardır ve kaçınılmaz olarak karşıtına dönüşecektir.


"İnen ve çıkan yol bir ve aynıdır."

Bu dönüşüm ve değişimler de rastgele olagelmez, bir düzen ve bu düzenin bir koruyucusu vardır. İşte bu noktada karşımıza "LOGOS" kavramı çıkıyor.


Yunancada "akıl" veya oluşumun evrensel "kural"ı anlamına gelen bu terim, aynı zamanda "söylem" demektir. Herakleitos bir çeşit Tanrısal akla işaret eder. Ancak bunu biraz panteist bir açıdan açıklıyor diyebiliriz. Çünkü insan aklını da Logos'un bir parçası olarak değerlendirir.


"Logos her şeye ortak olmasına karşın, çoğunluk sanki kendilerine özel düşünceleri varmış gibi yaşar."

Commenti


bottom of page